KIZ KUU
Oyun Kökeni: Kız Kuu, Türkiye kökenli bir oyundur.
Orta Asya coğrafyasında yaşayan Türk halklarının hemen hemen
hepsinde oynanan Kız Kuu veya Kız Kovu oyunu Kazak Türklerinin de asırlar boyunca
oynadıkları en eski oyun-yarışlarından birisidir. “Kız Kuu’nun Türkçe’deki karşılığı “Kız
Kovalamaca veya Kız Kovalama”dır.
Bu yarış geçmişte Kız Kaçar veya Kız Kualar olarak da adlandırılmıştır. Bugüne
kadar da pek fazla değişikliğe uğramadan gelen oyun-yarışlardan birisidir. Eskiden bu yarış
sadece damat ile nişanlısı arasında yapılırmış.
Kız kuu büyük- küçük, genç-yaşlı herkesin katıldığı ve dikkatle izlediği bir oyun
yarış olduğu için yapıldığı yerde çok büyük olur. Spor alanlarında, yazlık açık alanlarda veya
ovalarda oynanır. Bu yüzden de bu oyun günümüzde spor oyunları arasında sayılmaktadır. At
üstünde oynanan ve bir binicilik mahareti şeklinde kendisini gösteren Kız Kuu oyunu milli ve
dini bayramlarda mutlaka oynanan bir oyun olmasının yanı sıra toylarda özelliklede Kazak
Türklerinin Kuda Tüsürü dedikleri söz kesme veya nişan törenlerinde de zaman zaman
oynanmaktadır. Aile büyükleri isterlerse söz kesme veya nişan merasimi sırasında kız ve
damat adayına bu yarışı yaptırırlar. Bu oyun eskiden mutlaka oynatılırken günümüzde isteğe
bağlı yapılmaktadır. Bu yarışın sebebi; hâlâ atlı göçebe bozkır kültürünü çok canlı bir şekilde
yaşatmaya çalışan bir hayat tarzına sahip olan Kazak Türklerinin, en değerli varlıkları olarak
gördükleri at üzerinde gençlerinin maharetlerini sergilemelerini görmek istemeleri
yatmaktadır diye açıklanmaktadır.13
Gerek özel günlerde gerekse resmi ve dini günlerde oynanan bu oyunda daha çok
bağımsızlık ve bağımsız olma duygusu yatmaktadır. Dini ve resmi günlerde yarışa toy
esnasında kendisine ve atına güvenen, iyi bir binici olduğuna inanan kız-erkek herkes
katılabilir. Nişan ve söz kesme töreninde yapılan yarışta ise gelin ile damat yarışırlar.14 Oyun
alanının genelde boyu 150 metre eni 300 metre civarında olur ve düz bir saha tercih edilir.
Kız, atın en iyisini seçme hakkına sahiptir ve yanında ya akrabası veya arkadaşı olan bir
bayanla beraber yaklaşık 150 metre civarında olan yarış mesafesinde damat adayından 20-25
(bazen de 10-15) metre önde durur. Gelin ve damat bu şekilde beklerlerken ailenin saygı
gösterdiği kişinin dua etmesinden sonra yarışın başlangıç işareti verilir. Yarışta atlar dörtnala
sürülür ve 150 metrelik mesafeyi kapsayan yarışta; son 20-25 metre’ye varmadan damat
adayının kızı yakalaması gerekir. Eğer bu mesafede erkek kıza yetişirse, at sırtından eğilerek 3 kez kızı öper ve nişan gerçekleşir. Eğer damat adayı kıza yetişemezse, bu sefer roller değişir
ve kız damat adayını ters istikamete (sona doğru) atıyla kovalamaya başlar. Kız damat
adayına yetişirse kamçısıyla istediği sertlikte vurabilir. Ancak bu durumda nişan
gerçekleşmez. Bazı hallerde damat kızı belirlenen mesafeye varmadan çok çabuk yakalayıp
öpebilir, bu durum kız tarafının onuruna dokunur ve bunu gururuna yediremeyip nişandan
vazgeçmesine sebep olabilir. Bu duruma çok nadirde olsa rastlanır.
Resmi ve dinî günlerde yapılan kız kuu yarışında da yarışa katılanlar için durum
hemen hemen aynıdır. Yarışa isteyen her kız ve genç katılır yani yarışçıların sayısında bir
sınırlama yoktur. Ancak yarışa katılan kızlar ve erkekler kendi atları ile yarışırlar. Yarış
başlamadan evvel ara mesafesi birbirine bir iki kilometre olan iki yer belirlenir. Birinci yerde
duran atlı genç kendisinin 10 metre önünde duran kızı kovalayarak yakalamaya çalışır. Daha
sonra belirlenen ikinci yerde kıza yetişmesi ve öpmesi gerekir. Öptükten sonra geri dönerek
kendisi kaçmaya başlar. Bu seferde kız onu kovalayarak yakalamaya çalışır. Eğer kız genci
kovalayıp yetişirse onun kamçısını alır. Fakat bazı kızlar yakalansa dahi kendini öptürmezler.
Bu durumda delikanlı kalpağı veya eliyle kıza dokunur. Son 20-25 yıldır dokunma usulü daha
sık görülmektedir. Yarışın genel kuralı yarış sonuçlanmadan diğer yarışçıların sahaya
girmemeleri ve yarışta kızlara yakalanan erkeklerin altı ay hiçbir yarışmada
yarışamamalarıdır.
Bu oyun-yarışın biraz farklı olan başka bir çeşidi daha vardır. Bu çeşitte seyircilerin
karşısında duran atlarına binmiş olarak bekleyen habercilerin arasından bir kız çıkarak ya
kendi atı ile veya erkek arkadaşının (sözlüsünün) atı ile kamçısını vurarak ileriye doğru
yönelir. Bu sırada geriye dönmekte olan genç onu kovalamaya başlar. Eğer dörtnala giden
kıza yetişirse onu yakalayarak ya alnından ya da yanağından öper. Ama kovaladığı kıza
yetişemezse seyredenleri kendine güldürür ve bu durum kendisiyle alay edilmesine sebep
olur. Kız da elindeki kamçı ile gence vurur. Gerek kız gerekse erkek ne kadar yakalamak veya
yakalanmamak için birbirlerini aldatsalar da sonunda maksatlarına ulaşırlar.18
Ancak günümüzde Kız Kuu sadece Nevruzda yapılan bir yarış olarak yaşatılmaya
devam edilmek ve görsel bir şölen olarak görülmektedir.

Yukarıdaki 500 Tengelik madeni Kazak parasının arka yüzünde Kız Kuu oyunun
resminin olması bu yarışa verilen önemi açıkça gözler önüne sermektedir. Ayrıca bu madeni
para normalde kullanımda olmayıp sadece 2008’de bu oyun-yarışın 925 yılına özel
basılmıştır.

Oyunun Bilinen Diğer İsimleri:
Kelin Kovuu: Türkiye
Kız – Börü: Türkiye
Kız Kaçar: Türkiye
Kız Kovalama: Türkiye
Kız Kovalamaca: Türkiye
Kız Kovu: Kazak Türkleri
Kız Kovuu: Türkiye
Kız Kualar: Türkiye
Kız Kuu: Kazak Türkleri
Oyunun Oynadığı Yer: Açık Alan
Oyun Türü: Sokak Oyunu (Düz, geniş ve toprak bir alan)
Katılımcı Sayısı: Grup Oyunu (2 kişi ile oynanır)
Amaç: Genelde 16 – 20 yaş arasında evliliğin yapıldığı bu toplumlarda oyunun amacının, evlenme çağına gelmiş gençlerin binicilik maharetlerini göstermeleri olarak bilinmektedir.
Terimler:
Oyun Malzemeleri (Gereç, materyal): Oyun Sahası, bir Genç Kız, bir Genç Erkek ve her oyuncu için birer adet At.
Oyun Sahası Ölçüleri: 150 x 300 metre metrelik düz, geniş ve toprak bir alan.
Kurallar: Bu oyun kızlar ve erkekler (yetişkin) tarafından oynanmaktadır.
Oyuna İlişkin Genel Kurallar:
– Kız ve kelin kovuu oyun ya da sporunun Türk Bozkır/Türk Atlı Göçebe hayat tarzına göre ortaya çıktığı; sosyal yapı ve yaşayışa göre şekillendiği ve bu tür bir karakter arzettiği; aynı zamanda sosyal, milli ve dini, ekonomik ve askeri merasimlerin ayrılmaz bir parçası olduğu; konar-göçer bu halkların boş zamanlarını değerlendirdikleri; katılımcılarına zevk ve neşe verdiği, her yönüyle milli nitelik taşıdığı; bu yönüyle milli kimlikleri korumada etkili oldukları ve dolayısıyla çok yönlü fonksiyonlar icra ettiği görülmüştür.
– Kız ve kelin kovuu oyununun üç değişik türde yapıldığı; bunlardan ilkinin nişan merasimlerinde, ikincisinin özel ve yayla toyları ile kırsal kesimlerin dini ve milli bayramlarında, üçüncüsünün kurumsal yapılanma ile oynandığı; bu üç tarzdan en yaygınının ikinci tarz olduğu bilinmektedir.
– Oyunu ağır eleştirilere tutan batılı kaynaklar ve oyunu terminolojik olarak birbirine girdiren yerli kaynakların “kız oynok/kız oyno/kız oynokto” ve özellikle “kız ve kelin carış” ile karıştırdıkları görülmüştür.
– Kız ve kelin kovuu’nun Orta ve Kuzey Asya Türk halklarında kitle sporlarından daha fazla seyirci çektiği; ilgi ve alaka gördüğü bilinmektedir.
Kız ve Kelin Kovuu oyunu kazanımları:
- Akıl Yürütme Becerileri
- Algılama Becerisi
- Bağlamsal Düşünme
- Başarıyı Tebrik
- Bir Hareketi Sürdürme (Psikomotor Beceriler)
- Büyük Kas Gelişimi (Fiziksel Beceriler)
- Çeviklik
- Dayanışma (Duyuşsal Beceriler)
- Denge (Psikomotor Beceriler)
- Diğer Oyuncuların Duygularını Anlama
- Dikkat ve Konsantrasyon
- Dikkati Yoğunlaştırmak (Bilişsel Beceriler)
- Düşünme Becerileri
- El ve Motor Becerileri
- El – Ayak Koordinasyonu (Psikomotor Beceriler)
- Empati Kurma
- Görsel ve Uzamsal Algı
- Hareketleri Hızlandırmak
- Hızlı Düşünme
- İletişim Becerileri
- İletişim ve Sosyalleşme (Sosyal ve Dil Becerileri)
- İnce Kas Becerileri (Psikomotor)
- İnce Motor Becerileri
- Karar Verme (Bilişsel Beceriler)
- Konsantrasyon (Bilişsel Beceriler)
- Kurallara Uyma (Duyuşsal Beceriler)
- Kuvvet
- Küçük Kas Gelişimi (Psikomotor Beceriler)
- Mantık Yürütme
- Mesafe Algısı
- Odaklanma
- Otokontrol
- Oyuncuların Birbirleriyle Etkileşim Kurması
- Öz Güven (Duyuşsal Beceriler)
- Paylaşım
- Sabır
- Sıralı Düşünme
- Sorumluluk
- Sosyal – Duygusal
- Tahmin Yürütme
- Tepki Hızı (Psikomotor Beceriler) Gelişimi Destekleme
Oyunun Oynanışı
Kız ve Kelin Kovuu oyunu üç değişik türde yapılmaktadır.
Nişan Kesiminde Yapılan Kız ve Kelin Kovuu
֍ Bu tarz kız kovuu oyunu, söz kesimi esnasında kız ve damat adayının aile kararıyla beraberce oynadıkları (eskiden oynamak zorunda oldukları) bir oyundur.
֍ Genelde 16 – 20 yaş arasında evliliğin yapıldığı bu toplumlarda oyunun amacının, evlenme çağına gelmiş gençlerin binicilik maharetlerini göstermeleri olarak bildirilmektedir.
֍ Oyunun genel alanı 150 x 300 metre civarındadır.
֍ Alan için düz veya bulunamaz ise engebeli arazide kullanılmaktadır.
֍ Atın en iyisini seçme hakkına sahip olan kız, yakını olan bir bayan refakatinde 150 metre civarında olan yarış mesafesinde damat adayından 20 – 25 metre önde durur.
֍ Bu şekilde beklemekte olan gelin-damat adaylarına yaşça büyük olan birisi tarafından, yapılan dualar sonucu start verilir.
֍ Dörtnal (sprint) stiliyle 150 metrelik mesafede yapılan bu yarışta; son 20 – 25 metreye varmadan damat adayının kızı yakalaması gerekir.
֍ Eğer bu mesafede erkek kıza yetişir ise, at sırtından eğilerek 3 kez kızı öper ve nişan gerçekleşir.
֍ Eğer damat adayı kıza yetişemez ise, bu sefer roller değişir ve kız damat adayını ters istikamete (finişe doğru) atıyla kovalamaya başlar.
֍ Kız damat adayına yetiştiğinde kamçısıyla istediği sertlikte vurabilir.
֍ Ancak bu durumda nişan gerçekleşmez.
֍ Bazı hallerde damat kızı belirlenen mesafeye varmadan çok çabuk yakalayıp öper ise, bu durumda kız tarafının onuruna yediremeyip nişandan vazgeçtiklerine de rastlanır.
֍ 1951 yılında Kırgızistan’ın Isık Köl ilinin Karool Döbö köyünde böyle bir durumla karşılaşılmıştır.
֍ Hatta bu konu ünlü ozan Akmatali Şadırganov tarafından kızın ve damat adayının ağzıyla dramatik bir şekilde dile getirilmiştir.
֍ Fakat bu dramatik durum çok istisnadır. Bu hallerde hatırı sayılır kişiler devreye girip olayı yatıştırmaktadır.
֍ Zaten oyunun bu birinci tarzına artık kırsal bölgelerin dışında çok rastlanılmamaktadır.
Özel ve Yayla Toylarında Yapılan Kız ve Kelin Kovuu
֍ Oyunun bu tarzı; düğünlerde, kırsal bölgelerin milli ve dini bayramlarında, yaylalara gidiş – geliş ve konaklamadan sonra oynanır.
֍ Kız ve Kelin Kovuunun bu tarzında daha fazla bağımsızlık hissiyatı yatmaktadır.
֍ Orta ve Kuzey Asya Türk toplumları oyunu en çok bu durumda oynarlar.
֍ Oyuna toy esnasında kendisine ve atına güvenen bay-bayan biniciler istediği kadar katılabilirler.
֍ Bu tür oyunda katılımcı sayısında sınırlama yoktur.
֍ Sadece kız kovuuda kız “tebetey” denen milli başlığı, erkek ise “cırgakşim” denen uzun çizmeyi giymek zorunluluğu vardır.
֍ Kelin kovuu için bir zorunluluk bulunmamaktadır.
֍ Yalnız, oyunda ciddiyet olsun diye kelin kovuu ya katılan bayanlar başlarına “coolugtuu” denen milli giysiyi, erkekler de aynı şekilde başlarına milli bere/kalpaklarını ve “cırgakşim”leri giyerler.
֍ Bir de müsabaka sonuçlanmadan diğer müsabıklar sahaya giremezler.
֍ Ayrıca, bu müsabakaların birinci turunda kız veya keline yakalanan erkekler altı ay hiçbir müsabakada yarışamazlar.
֍ Bunların dışında saha ölçüleri ile tüm kaide ve kurallar birinci oyunla aynıdır.
֍ Yine erkekler bayanları yakaladıklarında öpme hakkına sahiptirler.
֍ Fakat bazı kızlar yakalansa dahi kendini öptürmezler.
֍ Bu durumda delikanlı kalpağı veya eliyle kıza dokunur. Son 20 – 25 yıldır dokunma usulü sık görülmektedir.
Kurumsal Yapılanma/Resmi Yönetmelikler Çerçevesinde Yapılan Kız ve Gelin Kovuu
֍ 1972 yılından günümüze Beden Eğitimi ve Spor Komiteleri’nin aldığı kararlarla Türk toplumlarında ortak kurallarla yapılanıdır.
֍ Kararlar sadece bir ülkenin komitesi tarafından alınmaz.
֍ Kız ve kelin kovunun oynandığı tüm Türk halklarından bir veya iki temsilcinin katıldığı uzman kişilerce alınır.
֍ Alınan bu kararlar onaylanır ve ilgili ülkenin ilgili kurumuna kitapçık şeklinde Rusça basılır ve dağıtılır.
֍ Dağıtım ve basım işlemini 4 başkanı tarafından gerçekleştirilir.
֍ En son oyunla ilgili yönetmelik 1993 tarihinde yürürlüğe konulmuş ve günümüzde de hala geçerlidir.
֍ Söz konusu komitenin şu anki başkanı Kırgızistanlı Marat SARALAYEV’dir.
֍ 1928 yılında Sovyet polit bürosuna P.A. ROSDESTVENSKİY tarafından sunulan rapordan bu tarafa ağır eleştiriler alan bu sporlar, bu ve bundan sonra peşpeşe gelen eleştiriler doğrultusunda en azından fiziki görünümlerinde değişiklik yapılmıştır.
֍ İlgili Türk toplumları oyunların milli niteliklerini bozmadan kural değişiklikleri yaptıklarını bildiririler.
Kurumsal yapılanma ile yapılan bu kız ve kelin kovuu oyununu diğer iki oyundan ayıran önemli özellikler şunlardır:
– Oyunlarda III. II. I. dereceli sporcular yarışabilir.
Binicilerin bir yıl içinde elde ettiği dereceler müsabaka hakemleri tarafından rapor edilerek merkez hakem komitesine bildirilir.
Merkez hakem komitesi binici/sporcunun performansını değerlendirir.
Başarılı sporcular bir üst kategoriye çıkarılır, çok başarısız olan sporcular da bir alt kademeye düşürülür.
– Üst dereceli bir sporcu alt, alt dereceli bir sporcu üst derecede yarışamaz.
Uluslar arası ve ulusal müsabakalarda her müsabık ulusunun milli kıyafetini giyer.
Müsabıklar atlarıyla birbirinin önünü kesemez.
Erkek müsabık bayana kamçısını asla kullanamaz, bayan ise kamçısıyla erkeğin yüzüne vuramaz.
Bayan müsabık istediği atla yarışabilir ve erkeğin bu seçim hakkı yoktur.
Müsabakalar hipodromlarda veya özel hazırlanmış sahalarda (Bkz. Şekil 1) oynanır.

Kaynakça: Dünden-Bugüne Türkler’de Kız ve Kelin Kovuu Oyunu – M. Türkmen ,O. İmamoğlu ve L. Türkmen
© Oyun Kütüphanesi, 2020.
Her haklı saklıdır.
