BEYGE
Oyun Kökeni: Beyge, Kazak Türkleri kökenli bir oyundur.

Oyunun Bilinen Diğer İsimleri:
Alaman Beyge:
Babiga:
Kunan Beyge:
Uşkır Beyge:
Oyunun Oynadığı Yer: Açık Alan
Oyun Türü: Sokak Oyunu (Düz, geniş ve toprak bir alan)
Katılımcı Sayısı: Grup Oyunu (En az 8 kişi ile oynanır)
Amaç: Hakemin tarafından oyun sahası ortasına bırakılan topu, yarımşar saatlik devreler içinde, karşı takımın kalesine sokarak ya da belirlenmiş bir hedefe isabet ettirerek fazla sayı yapabilmektir; çok sayı yapan taraf olup ortaya konulan ödülü almak.
Terimler:
Oyun Malzemeleri (Gereç, materyal): Her oyuncu için birer adet At, birer adet Guy ve bir adet Top (Oyunda kullanılan toplar ise 10 – 15 cm. çapında olup söğüt veya Akçaağaç budağından veya küçük çakıl taşı etrafına pirinç samanı sarılmak ve üstünü deri ile kaplamak suretiyle yapılmaktadır).
Saha Ölçüleri: Çöğen sahaları yaklaşık 160 x 240 metre büyüklüğündedir.
Kurallar: Bu oyun (spor) erkekler (yetişkin) tarafından oynanmaktadır.
Oyuna İlişkin Genel Kurallar:
– Eski Türkler arasında yaygın bir oyundur.
– Bu oyun bugün adına Tibet dilinde top anlamına gelen Puludan alınarak Polo denilen atlı hokey oyununun ilk şeklidir.
– İlk defa Türkler tarafından oynandığı söylenen bu oyun, İranlılarca çevkan, Bizanslılarca da çukanyan adı ile oynanmıştır.
– Çöğen – Çevgen Türklerin Orta Asya’da icad ettiği, atla oynanan millî bir oyundur.
– Çevgen, ucu eğri sopa anlamına gelmekte olup hem topun çelinmesinde kullanılan sopa hem de atlı bir spor olan ve aynı adla anılan oyunun adıdır. Oyuncular çevgen oyununda topu bu sopayla çelerler, yere dikili direklerin arasından geçirmeye çalışırlardı. Kaşgarlı Mahmut, vurmak anlamına gelen “tuldı” sözünü açıklarken “Er topıknı azrı bile tuldı.” Yani, çatal deynek ile topa vurdu, der ve sonra bunun bir Türk oyunu olduğunu söyleyip nasıl oynandığını açıklar. Buna göre topa en kuvvetli vuran, oyuna başlama hakkı kazanır.
– Sonradan bu sopaya Türklerce, Araplarda olduğu gibi, fakat biraz farklı bir söyleyişle “savlıcan” da denmiştir.
– Çevgen, atla oynanan bir spor olup tarih boyunca Türklerin millî oyunu ve Müslüman ulusların ortak kültürü olarak kabul edilmiştir. Bazı yörelerde bu oyuna çögan, çevgan, çevgen, bandal, tubuk ya da tepük denilmektedir. “Top“a Tibetçede “pulu” deniyordu. Türkler ise hem topa hem de tepilerek, yani ayak vurarak oynanan oyuna “tepük” demekteydiler.
– Kaşgarlı Mahmut, çevgenle vurulan topa da “topık” dendiğini söyler. Eski Türklerde her boyun sınırlarla belirlenmiş otlak ve yurduna Çinliler “pulo” diyorlardı. “Pu-lo”nun zamanla bu arazide yaşayan insanları da ifade edecek anlamda “boy” yerine kullanıldığı görülmektedir. Başta değinildiği gibi, geniş bir arazi parçasında oynanan “polo” oyunu ile “pu-lo” arasında bir ilgi olması da muhtemeldir. Köken olarak olmasa da bir spor kültürü olarak polo ile çevgen arasında bir ilişkinin her hâlükârda olduğu anlaşılmaktadır. Farkın sadece isimlendirmede ve bazı teknik ayrıntılarda olduğu söylenebilir. Nitekim Asya sporlarını araştıran Carl Diem de “polo”nun menşeinin çevgen olduğunu belirtmektedir.
– Bazı edebiyat ve tarih kaynakları, çevgen oyununun hakim uluslarca ve yukarıda değinildiği gibi özellikle Türkler tarafından çok uzunca bir zamandır oynandığını göstermektedir. Firdevsi’nin, Şehnâme’sinde Keyâniyan sülalesinden Siyavuşun, Turan hükümdarı Afrasyab’ın yanına gidip çevgen oynadığını söylemesi, bu oyunun Turan kaynaklı olabileceğini akla getiren delillerdendir. Çevgenin Sasaniler devrinde oynandığı da biliniyor. Sasani hükümdarı Erdeşir, Part hükümdarı Arduvan’ın sarayında bu oyunu oynamıştır. V. Behram-ı Gûr’un eğitimi sırasında çevgen oynadığı da şairlerce bildirilir. Emeviler ve Abbasilerin saray eğlenceleri arasında yer almakta olup Harun er-Reşîd de bizzat bu oyunu oynardı.
Çöğen oyunu kazanımları:
- Akıl Yürütme Becerileri
- Algılama Becerisi
- Bağlamsal Düşünme
- Başarıyı Tebrik
- Bir Hareketi Sürdürme (Psikomotor Beceriler)
- Büyük Kas Gelişimi (Fiziksel Beceriler)
- Çeviklik
- Dayanışma (Duyuşsal Beceriler)
- Denge (Psikomotor Beceriler)
- Diğer Oyuncuların Duygularını Anlama
- Dikkat ve Konsantrasyon
- Dikkati Yoğunlaştırmak (Bilişsel Beceriler)
- Düşünme Becerileri
- El ve Motor Becerileri
- El – Ayak Koordinasyonu (Psikomotor Beceriler)
- Empati Kurma
- Eş Güdüm (Koordinasyon)
- Gelişim Desteği
- Grup Çalışmaları
- Görsel ve Uzamsal Algı
- Hareketleri Hızlandırmak
- Hızlı Düşünme
- İletişim Becerileri
- İletişim ve Sosyalleşme (Sosyal ve Dil Becerileri)
- İnce Kas Becerileri (Psikomotor)
- İnce Motor Becerileri
- İş Birliği
- İşitsel Zekâ
- Karar Verme (Bilişsel Beceriler)
- Konsantrasyon (Bilişsel Beceriler)
- Kurallara Uyma (Duyuşsal Beceriler)
- Kuvvet
- Küçük Kas Gelişimi (Psikomotor Beceriler)
- Mantık Yürütme
- Mesafe Algısı
- Odaklanma
- Otokontrol
- Oyuncuların Birbirleriyle Etkileşim Kurması
- Öz Güven (Duyuşsal Beceriler)
- Paylaşım
- Sabır
- Sıralı Düşünme
- Sorumluluk
- Sosyal – Duygusal
- Tahmin Yürütme
- Tepki Hızı (Psikomotor Beceriler) Gelişimi Destekleme
Oyunun Oynanışı
֍ Çevgen, genellikle altışar veya dörder kişilik iki takımla ve at üzerinde, 160 x 240 metre boyutlarında geniş, düz ve toprak bir meydanda oynanır.
֍ Sahanın büyüklüğüne göre takımların 50’şer oyuncuya (en az 4’er kişilik takımlar halinde oynanır) kadar çıktığı olur.
֍ Çevgen ucu eğri, çengelli ve sapı 1,20 ile 1,50 metre boyunda bir değnek olup oyun da adını bu sopadan/deynekten almıştır.
֍ Oyunda kullanılan toplar ise 10 – 15 santimetre çapında olup Söğüt veya Akçaağaç budağından veya küçük çakıl taşı etrafına pirinç samanı sarılmak ve üstünü deri ile kaplamak suretiyle yapılır. Oyunda kullanılan bu topa da “guy” adı verilmektedir.
֍ Oyun alanını belirlemek için alan kenarlarına çekilen çizgiye ve kale taşları arasına gelen ipe “tasıl” adı verilmektedir.
֍ Oyundaki amaç, hakemin saha ortasında yere koyduğu bu topu, yarımşar saatlik devreler içinde, karşı takımın kalesine sokarak ya da belirlenmiş bir hedefe isabet ettirerek fazla sayı yapabilmektir; çok sayı yapan taraf, ortaya konulan ödülü almaktadır.
֍ En çok gol atanın galip gelmesi, oyunu idare eden hakemin de at üstünde olması, oyunun 15 dakikalık ve daha fazla sürelerle 3 veya 5 devreli oluşu, oyunda mutlaka davul ve zurnanın olması gibi özellikleriyle bilinmektedir.
֍ Oyunda bazı hareketler de kural dışı kabul edilirdi.
֍ Bunlar: Atını rakibinin atına çarptırmak, önünü kesmek, çevgen ile rakibe ya da rakibin atına vurmak gibi kurallardır.
֍ Çevgenden ilhamla geliştirilen polo Bizanslılarda, elma büyüklüğünde bir top ve raket şeklinde sopalarla oynanıyordu.
֍ Polonun, kepçe polosu ve çekiç polosu olmak üzere iki çeşidi olup kepçe polosu bilhassa Japonlar ve Hindistanlılar tarafından oynanmaktadır.
֍ Çevgen oyununun kuralları ilk defa Türkler tarafından ortaya konmuş ve geliştirilmiştir.
֍ Bu oyun at üzerinde oynandığı için at ile binicisi arasında büyük bir uyum olması gerekmektedir.
֍ Bu oyun için hazırlanan atlarda, bazı nitelikler aranıyor ve atlara özel eğitim yaptırılmaktadır.
֍ Çöğen oyunu için atın biraz tıknaz ve yere yakın olanı tercih edilmektedir.
֍ Ayrıca bedeni geniş, göğsü iyi gelişmiş, boynu adaleli, sırtı kısa, beli geniş, bacakları sağlam, güven dolu ve çabuk hareketler yapabilme nitelikleri aranmaktadır.
֍ Bu becerileri ata kazandırabilmek için de mükemmel bir eğitim uygulanmaktadır.
֍ Atın topa sıçraması, süratle giderken kısa dönüşler yapabilmesi, ani durması, çabuk hareketlerle rakibini geçebilmesi, binicinin istediklerini çabuk kavraması ve gürültüden ürkmemesi çevgenderin atında bulunması gereken önemli özelliklerdir.
Beyge oyunu, kasaba ve köylerdeki evlenme çağına gelen genç kızlar için evlenmeye talip olanlar arasından seçim yapmak üzere oynanan bir oyundur.
Kız, en iyi ve süratli koşan ata bindirilir. Verilen işaretle kız atını dörtnala sürer, gençler de onu kovalamaya başlarlar. Kızı eş olarak almak isteyen gençler arasında başlayan yarış, onu yakalayıp atın terkisine alarak halkın toplandığı yere getirmesiyle sona erer.
Kızın istemediği gençlerden biri kızı terkisine almak için yaklaştığında kız elindeki kamçıyla o gence vurarak kendisinden uzaklaştırır. Kızın istediği genç yaklaşmış ise karşı koymalar ve kamçı darbeleri daha insaflı ve daha yavaş ancak diğerlerinin dikkatini çekmeden yapılır. Bu durumu anlayan genç, kamçı darbelerine aldırmadan ona yaklaşır ve onu kucaklayarak atının terkisine alır. Sonuçta birbirine kavuşan gençlerin derhal nikâhları kıyılır.
18-BEYGE: Atlı oyunların bir başka şekli de düğün törenlerinde kız ve erkeğin bir mesafe içinde karşılıklı olarak Beyge (Babiga) oyunuydu. Amaç hedefe önce varmaktı. Beyge oyunu, kasaba ve köylerdeki evlenme çağına gelen genç kızlar için evlenmeye talip olanlar arasından seçim yapmak üzere oynanan bir oyundur. Bütün taliplilere, yapılacak yarışmanın gün, saat ve yeri bildirilir. İster taliplileri, isterse kızı sevip de herhangi bir nedenle talip olmaya cesaret edemeyen gençler de atlarına binerek bu yere toplanırlar. Kız, en iyi ve süratli koşan ata bindirilir. Verilen işaretle kız atını dörtnala sürer, gençler de onu kovalamaya başlarlar. Kızı eş olarak almak isteyen gençler arasında başlayan yarış, onu yakalayıp atın terkisine alarak halkın toplandığı yere getirmesiyle sona erer. Kızın istemediği gençlerden biri kızı terkisine almak için yaklaştığında kız elindeki kamçıyla o gence vurarak kendisinden uzaklaştırır. Kızın istediği genç yaklaşmış ise durum değişir. Karşı koymalar ve kamçı darbeleri daha insaflı ve daha yavaş ancak diğerlerinin dikkatini çekmeden yapılır. Bu durumu anlayan genç, kamçı darbelerine aldırmadan ona yaklaşır ve onu kucaklayarak atının terkisine alır. Sonuçta birbirine kavuşan gençlerin derhal nikâhları kıyılır. Eski Türkler, kadına büyük önem vermişler, onların da erkekler gibi, sosyal özgürlükten yararlanmalarını ve her türlü etkinliğe katılmalarını istemişlerdir. Bunun sonucu olarak kadınlar da erkekler gibi ata binmiş, ava gitmiş, güreş tutmuş, beyge ve kızbörü oynamışlardır.
Beyge Oyunu
Oyun, ilk kez Kırgız Türkleri tarafından oynanmıştır. Bir köy ya da obada bir genç kızın birden fazla talibinin olduğu ve kız tarafının da kararsız kaldığı durumlarda hem isteyen tarafların kırılmasına mâni olmak hem de gelin adayına tercih şansı tanımak amacıyla oynan bir oyundur.
BEYGE: Beyge yarışı Türk halkları arasında (Özbek, Kırgız, Tatar, Altay, Kazak vs.) en eski ve en popüler at yarışlarından biri olarak kabul edilmektedir. Beyge’nin Kazak Türkçesinde iki manası vardır.
Birincisi at yarışı
ikincisi ise ödüldür.
Beyge’nin, Alaman Beyge, Kunan Beyge ve Uşkır Beyge diye üç çeşidi vardır.
Bu üç çeşit arasındaki fark hepsinde koşulan mesafenin farklı olmasıdır.
Bunların içerisinde en önemli çeşit hiç şüphe yok ki Alaman Beyge’dir.
Bunun da sebebi koşulan en uzun mesafenin bu yarışta olmasıdır.
Alaman Beyge’de mesafe 25 – 50 kilometre
Beyge’de 5 – 15 kilometre
Kunan Beyge’de 7 kilometre
Uşkır Beyge’de de 2400 metredir.
Bunlar arasında Beyge ve Alaman Beyge engebeli arazide yapılır ve atlar dörtnala koşturulur.
Kazak halkı arasında Beyge ile Alaman Beyge yarışı sebatlılık, dayanaklılık, yüreklilik, bahadırlık, cesaret ve zekiliği öğreten en önemli yarış ve spor oyunu olarak görülmektedir. Bu yüzdendir ki Kazakistan’da bu mükemmel yarışı devam ettirebilmek için bütün şartlar hazırlanmıştır. Öyle ki bu yarışta yarışmak üzere binek atlar yetiştiren pek çok yerler var. Bu oyun sadece açık bir alanda veya hipodrumlarda oynanmaz aynı zamanda yukarıda da belirttiğimiz gibi dereli tepeli yani engebeli arazide de oynanır. Engebeli arazide oynanması Kazak halkı arasında özellikle tercih edilir. Alaman Beyge yarışına katılanların yumuşak bir alanda 10 ila 20 adımlık bir mesafeyi yürüyerek geçmeleri gerekir.
Bu yarışa kızlar da katılırlar. Toplanan yarışçılar yarış için çizilen çizgi boyunca durup yarışı yöneten yöneticinin işareti ile hepsi bir anda bu çizgiden çıkarak dörtnala koşarlar. Yarış 5 ile 10 km arasında yapılır. Yarışın sonunu belirleyen çizgiye gelen atlı galip kabul edilir ve ödülünü alır.
Bu yarışın birde 3 – 5 yaya ile bir grup atlı insanın katıldığı bir çeşidi daha vardır. Bu çeşitte yarış sahası yeşil bir alan olarak belirlenir. Oyun kurucusu ve yürütücüsü olan kişinin emriyle 20 – 30 adımlık veya metrelik bir alan belirlenir. Belirlenin alanın ortasına yarışa katılan 3-5 yaya ile bir grup atlı genç çıkar. Yaya yarışçıların maksatları at üstünde oturan adamları yere düşürmektir. Yarışın tek şartı yayadan kaçan atın belirlenen alanın yani çizilen çemberin dışına çıkmasıdır. Oyunu yöneten kişi yayalara atlarını tekrar geri döndürmeleri için 10 – 15 dakika verir. Bu süre sonunda oyuna gençlerin bir sonraki grubu çıkar. Yayaların adına atlara dokunulamaz. Sadece onun kendisinin atı geri döndürüp alması gerekir. Bu yarış yarışçının ustalığını göstermesi açısından büyük bir önem taşır zira yarışçı
uygulayacağı taktikle maharetini ortaya koyar. Yarışa hem güçlü, kuvvetli hem de hızlı, süratli
atlı-yarışçıların hepsinin birlikte katılması sonucu zorlaştırdığı gibi yarışın galibi de zorlaşır. Bu oyunda en önemli taktik savaşı yapan usta kazanır. Beygenin olmazsa olmazı doludizgin dörtnala giden atların olmasıdır. Yarış için kim daha önce antrenman yapmış ve yarışın önemini ve maksadını iyi anlayıp kavramışsa zaferi o kazanır. Kazak Türkleri bu yarışın yaşanılan hayat tarzına yani çiftçilik hayatına ve atın terbiyesine büyük katkı sağladığı görüşündedirler. Zira yarışa katılacak at önceden seçilir ve uzun bir süre eğitime tâbi tutulur. Bu süre içerisinde hayvan yetiştiricisi veya bir seyisin yönetiminde at daha küçük yaşta yani tay iken alınarak yetiştirilir. At ve onu kullanacak genç, seyisin idaresinde her gün antreman yapar. Genç at’a at’da gence alıştırılır. Genç bir süre sonra atını çok iyi tanır ve neyi nasıl yapacağını veya yapamayacağını öğrenir ve yarışa tam hazır hâle gelir. Böylece yarışçı uzun bir süre sonunda hem sabrı hem de emeğin ne demek olduğunu öğrenir.
Beyge günümüze kadar anlamını ve maksadını koruyan sporlardan biridir. Yarışı düzenleyenler her köyün kendine has özelliklerini dikkate alarak ata binilecek yeri belirler. Ata binecek yarışçıların yaşlarının, ağırlıklarının birbirlerine denk olması gerekir. Beyge atlarını bulundukları yerden alarak belirtilen yere götüren insana Aydauşı denilmektedir. Atlar belirtilen yere geldiklerinde at aydauşı onları sıraya dizerek işaret vermesinden sonra yarış başlar.
Beyge belki at yarışları içerisinde katılımcısının en fazla olduğu yarış çeşididir. Zira katılan atlıların sayısı 100 ve daha fazladır.
Beyge Oyunu
Oyun, ilk kez Kırgız Türkleri tarafından oynanmıştır. Bir köy ya da obada bir genç kızın birden faz-
la talibinin olduğu ve kız tarafının da kararsız kaldığı durumlarda hem isteyen tarafların kırılmasına mâni
olmak hem de gelin adayına tercih şansı tanımak amacıyla oynan bir oyundur. Oyunda damat adayları,
atlarıyla yine at üzerindeki genç kızı belirli bir mesafeye kadar kovalamaya başlarlar. Amaç gelin adayını
atlarına bindirebilmektir. Elinde kamçı olan gelin adayı ise istemediği damat adayını kamçısı ile yanına yak-
laştırmamaya çalışır ve gönlünün olduğu damat adayının atına binerek kimle evlenmek istediğini ailesine
bildirir. Oyunun sonunda gelini atına bindiren damat adayı da damat olarak kabul edilir (Görsel 3.17).
֍ Çevgen oyununda, atın biraz tıknaz ve yere yakın olması da tercih sebebidir.
Oyunun videosu:
© Oyun Kütüphanesi, 2020.
Her haklı saklıdır.
